Kütüphane Günlükleri #1
Lisedeyken en yakın arkadaşımla öğle aralarını kütüphanede geçirirdik genelde. Kitap okumak için de konuşmak için de en ideal yer kütüphaneydi. Konuşurken kimseyi rahatsız etme gibi bir korkumuz da yoktu çünkü koca kütüphanedeki yegane kişiler sadece bizdik. Kütüphane adeta bizim özel alanımızdı.
Sözün özü lise dönemimde kütüphane benim için vazgeçilmezdi. Sonra liseden mezun olunca hayatımda kütüphane diye bir şey kalmadı. Üniversiteye başlayınca üniversite kütüphanesini ziyaret etmeye başladım ama bana hitap eden kitapların sayısı yetersiz olunca bu ziyaretlerin arası git gide uzadı.
Sonra bir gün sınıf arkadaşım beni şehir kütüphanesiyle tanıştırdı! Yirmi yıldır aynı şehirde yaşayıp da bir kere olsun şehir kütüphanesine gitmemek daha doğrusu varlığından bile habersiz olmak oldukça utandırıcıydı. O gün bugündür aradaki o yirmi yıllık açığı kapamaya çalışıyorum :D
Şu an ilkini yazıyor olduğum Kütüphane Günlükleri yazılarımda kütüphaneden ödünç aldığım güzelliklerden bahsetmeye karar verdim.
Kütüphaneden bir seferde alınabilen kitap sayısı üç, süresi ise on beş gün. Çoğu zaman aldığım üç kitaptan sadece ikisini okuyabiliyorum. Bunların yanında e-kitap ve kendi kitaplarımdan da okuduğum için bu sayı beni şimdilik mutlu ediyor.
Şiiimdi gelelim son ziyaretimde aldığım kitaplara.
Hepsi okumak istediğim ama kütüphaneye giderken aklımda olmayan kitaplardı. Beyaz Kraliçeyi almamda şu an yayınlanmakta olan Beyaz Prenses dizisinin etkisi bayağı bir fazla. Dizinin ilk bölümüne öylesine başlamıştım ama bir bölümle kendine bağladı. Yalnız şöyle de bir sorun vardı, kim kimin nesi tam anlayamıyordum. Yok efendim Yorklardı, Tudorlardı, Plantagenetlerdı derken her şey karman çorman olmuştu. Bunun üstüne kütüphanede Beyaz Kraliçeyi görünce hiç durmayıp aldım. Beyaz Kraliçenin, Beyaz Prensesten önceki olayları anlatması benim için çok yardımcı oldu. Dizideki karakterlerin mazilerini bildiğimden şimdi izlemesi daha zevkli.
Uykunun da konusu ilgimi çekiyordu hep ama etiket fiyatı sağ olsun uzak duruyordum. Tam aldığım kitapları görevliye kaydettirmeye giderken çarptı gözüme Uyku. Onu da hiç düşünmeden alıverdim. Kitabı bitirdim ve beklediğim gibi miydi değil miydi bilmiyorum.
Çocukluğun Sonu ise Athenanın Güncesinde yorumunu okuduğumdan beri merak ettiğim bir kitaptı. Ama sanırım teslim tarihine kadar okumayı yetiştiremeyeceğim. Belki süresini uzattırırım bilemiyorum.
Böyle işte. Sırf gevezelik yapacağım bir yazı dizisine daha başladım. Kütüphaneden kitap aldıkça yazmayı umuyorum. Belki kitapları okumadan önce yazıp beklentilerim hakkında konuşurum ya da okuduktan sonra ufak yorumlarla birlikte yazarım. Instagramda da #kütüphanegünlükleri olarak paylaşacağım. İsterseniz buradan instagram hesabıma da ulaşabilirsiniz. Orayı da aktif bir biçimde kullanmak istiyorum artık.
Sözün özü lise dönemimde kütüphane benim için vazgeçilmezdi. Sonra liseden mezun olunca hayatımda kütüphane diye bir şey kalmadı. Üniversiteye başlayınca üniversite kütüphanesini ziyaret etmeye başladım ama bana hitap eden kitapların sayısı yetersiz olunca bu ziyaretlerin arası git gide uzadı.
Sonra bir gün sınıf arkadaşım beni şehir kütüphanesiyle tanıştırdı! Yirmi yıldır aynı şehirde yaşayıp da bir kere olsun şehir kütüphanesine gitmemek daha doğrusu varlığından bile habersiz olmak oldukça utandırıcıydı. O gün bugündür aradaki o yirmi yıllık açığı kapamaya çalışıyorum :D
Şu an ilkini yazıyor olduğum Kütüphane Günlükleri yazılarımda kütüphaneden ödünç aldığım güzelliklerden bahsetmeye karar verdim.
Kütüphaneden bir seferde alınabilen kitap sayısı üç, süresi ise on beş gün. Çoğu zaman aldığım üç kitaptan sadece ikisini okuyabiliyorum. Bunların yanında e-kitap ve kendi kitaplarımdan da okuduğum için bu sayı beni şimdilik mutlu ediyor.
Şiiimdi gelelim son ziyaretimde aldığım kitaplara.
- Beyaz Kraliçe-Philippa Gregory
- Uyku-Haruki Murakami
- Çocukluğun Sonu-Arthur C. Clarke
Hepsi okumak istediğim ama kütüphaneye giderken aklımda olmayan kitaplardı. Beyaz Kraliçeyi almamda şu an yayınlanmakta olan Beyaz Prenses dizisinin etkisi bayağı bir fazla. Dizinin ilk bölümüne öylesine başlamıştım ama bir bölümle kendine bağladı. Yalnız şöyle de bir sorun vardı, kim kimin nesi tam anlayamıyordum. Yok efendim Yorklardı, Tudorlardı, Plantagenetlerdı derken her şey karman çorman olmuştu. Bunun üstüne kütüphanede Beyaz Kraliçeyi görünce hiç durmayıp aldım. Beyaz Kraliçenin, Beyaz Prensesten önceki olayları anlatması benim için çok yardımcı oldu. Dizideki karakterlerin mazilerini bildiğimden şimdi izlemesi daha zevkli.
Uykunun da konusu ilgimi çekiyordu hep ama etiket fiyatı sağ olsun uzak duruyordum. Tam aldığım kitapları görevliye kaydettirmeye giderken çarptı gözüme Uyku. Onu da hiç düşünmeden alıverdim. Kitabı bitirdim ve beklediğim gibi miydi değil miydi bilmiyorum.
Çocukluğun Sonu ise Athenanın Güncesinde yorumunu okuduğumdan beri merak ettiğim bir kitaptı. Ama sanırım teslim tarihine kadar okumayı yetiştiremeyeceğim. Belki süresini uzattırırım bilemiyorum.
Böyle işte. Sırf gevezelik yapacağım bir yazı dizisine daha başladım. Kütüphaneden kitap aldıkça yazmayı umuyorum. Belki kitapları okumadan önce yazıp beklentilerim hakkında konuşurum ya da okuduktan sonra ufak yorumlarla birlikte yazarım. Instagramda da #kütüphanegünlükleri olarak paylaşacağım. İsterseniz buradan instagram hesabıma da ulaşabilirsiniz. Orayı da aktif bir biçimde kullanmak istiyorum artık.
Öyle işte, kendinize iyi bakın, keyifli günler!
Tags:
kütüphane günlükleri
17 yorum
Çok güzel bir seri. Ben de hiç gitmiyorum ama kesinlikle güzel bir alternatif. Hep aklımda, senden feyzalıp yakın zamanda ben de giderim umarım :). Diğer yazılarını da bekliyorum :).
YanıtlaSilTeşekkür ederiim :> Bir kere alışınca inan bir daha bırakamıyor insan. Gidersen haberlerini bekliyorum ^___^
SilPhilippa ne meşhurdu bir zamanlar :D Aslında ben de bunu denesem fena olmaz. Ama benimki sonbaharda başlar sanırım. Okuldan alırım kitapları :)
YanıtlaSilEvet, hele de Boleyn Kızı :D Dene mutlaka dene. Hem öğrenci bütçesi için de çok yararlı :D
Silkütüphaneler candır :) liseden beri kullanıyorum :) hem cep dostu hem de gezinirken kitapları arasında insan çook huzurlu hissediyor :)
YanıtlaSilİyiki var kütüphaneler! :')) Hayatımızın hep bir parçası olmaya devam ederler umarım :>
SilÇok güzel kitaplar edinmişsin... Keyifli okumalar dilerim. :)
YanıtlaSilBlogunu takibe aldım. Bana da beklerim...
www.birsenle.com
Çok teşekkür ederim :))
SilTakipteyim ben de :)
Kutuphaneler ne yazikki gereken ilgiyi görmüyor :/ bu arada seni takibe aldim banada beklerim www.nesinblogu.blogspot.com
YanıtlaSilMaalesef öyle. Bizlerin kütüphane bilincini aşılaması lazım.
SilTeşekkürler, takipçinizim ben de :))
Ne güzel gittiğin kütüphanede yeni kitaplardan varmış. Genelde klasikler daha yoğun bulunuyor. Bu yazı dizisinin takipçisiyim :-)
YanıtlaSilGüncel bir kütüphane olduğu için ben de kendimi çok şanslı sayıyorum :)) Teşekkür ederim, umarım yakın zamanda yenisini yazabilirim.
SilMaalesef kütüphane alışkanlığı birçok kişide yok. Bende de yok. Şimdiye kadar kütüphaneden kitap alma sayım beşi geçmez. Elimde her zaman okunmayı bekleyen kitaplar oluyor. Olmazsa satın alıyorum. Kütüphaneden ödünç almak aklıma gelmiyor. Arada gidip ne var ne yok bakmak lazım. Günlüklerin devamını bekliyoruz :-)
YanıtlaSilSatın alırken ben genelde hep aynı türden kitaplar alıyorum ama kütüphaneden kitap alırken hiç okumadığım türlerden de kitaplar alıp yeni şeyler keşfetmesi çok güzel oluyor :)))
SilEn yakın kütüphaneyi bir kolaçan etmeni tavsiye ederim ederim, neler keşfedeceğin belli olmaz :D
Yeni kitapları aldığım an gelecek umarım :))
Beyaz Kraliçeyi değil de Beyaz Prensesi ben bayağı beğendim. Eğer zaman bulursan Beyaz Prensesi öneririm :>
YanıtlaSilUykunun etiket fiyatı 35 liraymış bir de ya. Gerçi iç sayfalarını bile kuşe kağıda basınca bu fiyat normal de yine de öğrenci bütçesine uymuyor :D
Teşekkürler, umarım devam edebilirim :'))
Güzel bir yazı olmuş, inşallah gençler için teşvik edici olmuştur :) Ben de bir zamanlar -sık kitap alamadığım dönemlerde- kütüphaneyi kullanırdım ve bu vesileyle çok güzel yazarlarla tanışma şansım oldu. Her ne kadar bir yıldır tadilat nedeniyle şehir kütüphanemiz kapalı olsa da oraya gidip aklımda dahi olmayan kitaplarla dönmek keyliydi.
YanıtlaSilTeşekkürler ^_____^ Umarım olmuştur. Gerçi ben daha kardeşimi bile kütüphaneye gitme konusunda pek teşvik edebilmiş değilim maalesef :D
SilO zaman en kısa zamanda şehir kütüphanenizin tadilatı biter de sen de tekrardan kütüphane zevkini yaşarsın :D
Bir merhaba, iyi günler ya da sağlıcakla kalın da kafi!